3 Eylül 2013 Salı

41. Hafta


41. haftaya da dün itibariyle girmiş bulunuyoruz.
Kızımızın hala gelmeye hiç niyeti yok.
Cumartesi günkü son doktor randevumuzda doğuma dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi doktor :( Oysa, en ufak bir hareketlilik beni çok umutlandıracaktı.
Artık son gün olarak Pazarı belirledi. Daha fazla beklemek riskli olur dedi. Yani kısmetse en geç 08.09.2013 tarihinde kızımıza kavuşacağız :)
O güne kadar da keşke kendiliğinden gelse, ne de güzel olur.
Uzuuun yürüyüşler kızımı doğum kanalına sokar mı acaba?
Bugün sabah kalktık Bahçeliye yürüdük, kahvaltı yaptık ve sonra geri yürüdük. Bir umut :)
Bolca hurma da yiyorum bugünlerde, yine bir umut :)
Bunlar hepsi işin şakası, kızımıza sağlıkla kavuşalım da nasıl olduğunun aslında hiçbir önemi yok.
 
Yeni haftayı artık kızımızla birlikte karşılayacağımızı düşünmek çok heyecan verici.
Yeni bir dönem başlıyor bizim için.
Kızımızla tanışmak için o kadar hevesliyiz ki, minik ayaklarını, ellerini öpüp koklamak şu an tek istediğimiz.
Diğer zorluklar, uykusuzluklar, ağrılar, sızılar hep ikinci planda.
Yaşadıkça aşarız adım adım.
Yaparız yaparız, güveniyorum ben bize :)
Yapamasak da olsun, elbet geçer nasılsa zor olan günler de bir şekilde.
En kötü biraz mızık mızık yaparım, moralsiz olurum, afallarım falan ama hepsi geçer zamanla.
İlk günler için kendime öğüdüm kendimden fazla bir şey beklememek aslında.
Asli görevlerimi yerine getirip (emzirmek, uyutmak, alt değiştirmek :)) bol bol uyuyacağım.
İnzivaya çekileceğiz bir süre.
Aslında gezmeyi sevdiğim gibi, böyle inziva zamanlarını da severim ben.
Her şeyi bir kenara bırakıp biraz kendine odaklanmak iyi gelir insana.
Kızımız da bizden bir parça olduğuna göre, ona odaklanmak da bir nevi kendine dönmek gibi olacak aslında.
İnsanı yeniler böyle zamanlar.
Başka bir "ben" çıkar içinden.
Hele ki böyle bir dönemde içimden başka bir "ben" çıkacağına hiç şüphe yok herhalde :)