5 Aralık 2013 Perşembe

Neşeli Ayaklar

3. ayımızı doldururken eh bir zahmet bloğa bir şeyler yazayım dedim ;)
Ela da Savaş da uyuyor. Benim de uyumam yakındır. Bu aylar böyle walla, dinlenmem enerji depolamam lazım.

Aslında sıkça heveslendim bir şeyler yazmaya.
Ela'nın kimi hareketlerinde 'bak bunu da kesin bloğa koymalıyım' diyorum da bir türlü istediğim sıklıkta bir şeyler yazamıyorum.
Neyse, bu sefer başardım ya gerisi boş ;)

Günler geçtikçe her şey sanki biraz biraz daha rahatlıyor gibi. İlk bir iki ay zordu, gerçekten de büyük acemilik oluyor insanın üstünde. Naptığında napacağını kestirmek o kadar zor oluyorki.
Zamanla yavaş yavaş birbirine alışmaya başlıyorsun.
Önce hangi ağlamasının ne anlama geldiğini kestirmeyi öğrenmekle başlıyorsun.
Sonra kafanda birgünün nasıl geçeceğini planlıyorsun. Naparsam benim için daha rahat olur, onun için daha huzurlu olur diye kafa yormaya çalışıyorsun.
Ama tabi hiçbir zaman da iki artı iki dört etmiyor bebek bakımında. Her gün aslında yepyeni bir macera ;)

Ela kuzusu büyüyoor yaa, gerçekten de şu üç ayda geçirdiği değişim o kadar belirginki.
Doğduğunda minicikti. Şimdi de minik gibi gözükse de aslında artık 5 kiloyu geçmiş, annesinin belini-sırtını ağrıtmaya başlamış bir kuzucuk o.
Hele bir de gülmeye başladıki, tam yemelik.
Beni ve Savaşı da tanıyor artık. Bakışlarından, gülmesinden anlıyorsun.
Gözü sürekli ağzımızda. Biz dil çıkardığımızda o da çıkarmaya çalışıyor. Konuşmaya benzer sesler çıkarmaya çalışıyor biz konuştukça. Yakındır belirgin bir şekilde agulaması, kahkahalar atmaya başlaması.
Gün içinde zaten karşılıklı oturup muhabbet ediyoruz biz kızımla. O anakucağında, ben sehpanın üzerine tünemiş halde oohh sabah, öğle muhabbetlerimiz eksik olmuyor kızımla ;)


Günlerimiz evdeysek benzer bir rutinde geçiyor.
Genelde sabah 7-8 gibi kalkıyor Ela.
Sonrasında da gün içinde 3-4 tane kısalı uzunlu gündüz uykusu oluyor. Bu uykular 45 dk-2 saat arası oluyor, değişiyor gün içinde ve günler arasında.
Akşam da 8.00-9.00 arası bir saatte uyuyor genelde bugünlerde. Akşamları uyurken her zaman çok rahat olmuyor, bazen uyuyup uyanıyor ve tekrar uyutmak için biraz çaba sarf etmemiz gerekiyor (eee anne-babalar ne için var ;)).
Savaş vakitli gelirse güzelce yıkıyoruz kızımızı, suyu da pek sever oldu artık. O yıkanınca, kremlenince ooohh ben yıkanmış gibi rahatlıyorum walla :) Savaş yoksa da ben kremle masaj yapıyorum genelde. Yüzünde belli belirsiz bir tebessümle dikkatle gözümün içine bakıyor o anlarda.
Gece boyunca da 2-3 defa kalkıyor, emip uyuyor kuzucuk. O uyuyor da işte benim uykum kaçarsa pek fena oluyor ;)
Günlerin çooook çabuk geçtiğini, kızımızın bu minik, hiç gıkını çıkarmadan öpüp koklamamıza izin verdiği hallerinin göz açıp kapayıncaya kadar geçeceğini düşündükçe yorgunluk falan kalmıyor zaten. Daha fazla tadını çıkarmak için çaba harcamak kalıyor sadece.

Aaa bir de unutmadan rutin demişken, her gün babamız için bir fotoğraf çekip göndermezsek, akşam sitemli bir babayla karşılaşıyoruz :) Yukarıdaki fotoğraf da günlük çekilen fotoğrafların birkaçının kolajı. Eee haklı tabi, bütün gün anne yumulsun kızına öpsün koklasın, babaya da sadece akşam 1-2 saatçik bir şey kalsın :) Tabi o birkaç saatçik, enerjisinin son demini yaşayan yorgun, kimi zaman bezgin anne için de çok kıymetli. Ela kuzusunun eve gelen kurtarıcı babanın kucağına atılmasıyla annenin de az biraz nefes alması hakkı ama değil mi ya :)  

Geçtiğimiz cumartesi günü de doğum fotoğrafçısı geldi, bizi binbir halde çekti. Doğum ve doğum sonrası fotoğraflarfan albüm yapacak. Heyecanla fotoğrafları bekliyorum, özellikle de doğumdakileri. Bir kısmını burada da paylaşırım zaten ;)

Şimdilik kısa bir özet böyle.
İyi uykular!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder