Dekorasyon merakım
Her ay Savaş'la pazarlık konularımızdan biri kaç tane ev dekorasyon dergisi alabileceğim! Haklı, evde artık yer yok. Ama napayim, zevk alıyorum dergilerin içerisinde gizlenmiş stilleri, renkleri, dokuları gördükçe, değişik ülkelerden ya da Tükiye'nin değişik yerlerinden ev örneklerine, mimar zevklerine baktıkça.
Çok isterdim bu işi meslek olarak yapabilmeyi. Hatta Londra'da master yaptığım sırada böyle bir eğitim alabilir miyim diye gitmeden önce kısa bir dönem araştırmıştım bile. Kurslar tam zamanlı son derece ciddi meslek edindirme kursları olunca, benim de master tek başına zaten bütün zamanımı, enerjimi alınca kısa dönemli bir heves olarak kaldı sadece. Hiçbir şey için geç değil derler ya, bazen de geç oluyor. Kabul etmek istemesek de.
Belki de sadece kendim için, kendi zevkim için dekorasyonla ilgilendiğimden ilgim hiç geçmiyor. Kendi evimi dekore etmek bana büyük bir keyif veriyor. Zaten dekore ettim bitti diye bir şey olmuyor bence, içinde yaşandıkça evin ruhu oturuyor, yaşanılan evlerin bir hikayesi oluyor. Derli toplu ellenmemiş evler yerine, sehpada duran bir bardağın, kanepede altına girip sıcacık film izlemek için bekleyen bir battaniyenin, bir köşede okunmayı bekleyen bir derginin-kitabın olduğu evler hep daha sıcak oluyor.
Bir de bazen böyle güzel fırsatlar çıkıyor, eve gelecek yeni bir bireye hevesle hazırlanan bir oda gibi mesela :)
Bir de bazen böyle güzel fırsatlar çıkıyor, eve gelecek yeni bir bireye hevesle hazırlanan bir oda gibi mesela :)