2 Nisan 2013 Salı

Bir milyon neden...


Coca-Cola reklamlarını her zaman başarılı bulmuşumdur (kendini değil ama lütfen yanlış anlaşılma olmasın sadece reklamlarını, aman ha kızım okuyup da yanlış şeylere kapılmasın!). Geçen yıl başlattığı "bir milyon neden" kampanyası ise bence en başarılı ve dikkat çekici reklam filmiydi. Bu kampanya ile, aslında inandığımız ve görebildiğimiz sürece dünyanın bize bin bir farklı mutlu an ile göz kırptığını anlatan ve umudun her zaman yaşamımızın bir parçası olması gerektiğini vurgulayan yaşanmış olaylar toplanmış ve kısa film haline getirilmişti.

Ben de kendi hayatım için küçük nedenler neler olabilir diye düşündüm; büyük nedenlerden ziyade gözden kaçabilecek boyutta olan küçük nedencikler. Kendimce hayattan keyif almak için bugünlerdeki birkaç ufak nedenim:
  • İşten çıktığım zaman havanın hala kararmamış olduğunu görmek ve sanki önümde  daha koca bir gün varmışcasına sevinmek,
  • Özellikle pazar sabahları uyanıp da evin içerisine dolmuş olan güneşli bir günle karşılaşmak; ardından da mayışık bir pazar kahvaltısı ve üstüne daha da mayışık gazete ve kahve keyfi yapmak,
  • Balkon düzenimi yakında yeniden kurabilecek olmak; bir de üstüne bu yıl domates, biber saksıları yapsam, şöyle kopara kopara yesem hayalleri kurmak,
  • Mutfağa girsem, yeni yeni tarifler denesem isteği duymak (tamam tamam bir-iki yeni tarif de olur çıtayı fazla yükseltip de hevesimi kırmayayım :), mesela Refikanın Mutfağında gördüğüm ve bir türlü yapamadığım kadayıflı mantıyı yapmak), 
  • İçimde minik bir varlığın olduğu mucizesini her sabah kalktığımda tekrar tekrar hatırlamak (yakında hareketlerinin daha da belirginleşeceğini düşünüp heveslenmek :)),
  • Savaş'ın göbeğimi ellerken gözünün içinde günden güne daha da belirginleşen derin  bir sevgi ve heyecan görmek,
  • Annemin şimdiden aldığı çeşit çeşit elbiseleri bana skype üzerinden heyecanla göstermesini izlemek; aynı şekilde tipten tipe girme pahasına göbeğimi onlara göstermeye çalışmak :)
Bir kişi bile bir milyon olmasa da yüzlerce neden bulur herhalde.

O kadar çok şey var ki şükredecek bu hayatta. Bazen unutabiliyoruz...Arada bence durup özellikle düşünmek, hatırlamak gerekiyor.

Şöyle listeye bir daha bakınca hepsi güzel havalarla ilgili olmuş neredeyse, baharın benim üstümdeki etkisi ne kadar da çok! Bebeğim bahar bebeği olsa pek güzel olurdu aslında,  Asyacık gibi mayıs doğumlu falan. Ama olsun, bizimkisi de bahar bebeği sayılır ucundan; sonbahar;)

Sevgilerle...

2 yorum:

  1. Ne güzel yazıyosun minnoşum... Ya gülüyorum, gülümsüyorum ya da duygulanıyorum yazdıklarını okurken böyle bir şekilde içimde bir yerlere dokunuyo yazdıkların :)

    YanıtlaSil